Müjde Işıl – Her sene Cannes, Venedik, Toronto üzere majör şenliklerden ödüllü ve övgüler toplamış sinemaları sinemaseverlerle buluşturan Filmekimi bu sene 23 yaşında. Tıpkı pandemi öncesinde olduğu üzere yeniden farklı kentlerde gösterimler yapacak. 4-13 Ekim ortasında açılış sineması “Joker: Folie à Deux” ile başlayacak İstanbul programı, 10-13 Ekim ortası Diyarbakır’da, 17-20 Ekim ortasında Ankara’da ve 24-27 Ekim ortasında da İzmir’de devam edecek.
Filmekimi sinemaları İstanbul’da Beyoğlu’nda Atlas 1948 Sineması, Şişli’de City’s Nişantaşı-CINEWAM Premium ve Kadıköy’de Kadıköy Sineması ve Sinematek/Sinema Evi’ne ek olarak bu yıl Şişli’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda da gösterilecek. Sinemalar Diyarbakır’da Paribu Cineverse Diyarbakır Ceylan, Ankara’da Kült Kavaklıdere, İzmir’de ise Paribu Cineverse Konak Pier İzmir’de izleyicilerle buluşacak. Daha fazla yer sağlayabilmek için Filmekimi biletleri bu yıl CRR dışındaki tüm salonlarda numarasız. Programdaki sinemalardan kaçırılmaması gerekenleri seçtik.
“Memoir of a Snail/ Bir Salyangozun Anıları”
“Mary and Max” ile yalnızlık ve arkadaşlık üzerine çok hüzünlü bir öykü anlatan Avustralyalı animasyon ustası Adam Elliot, 15 sene ortadan sonra tekrar bir başyapıtla geri dönüyor. Yeniden o şahane tekniği, anlatım üslubu ve yalnızlık temasıyla… Grace Pudel isimli yalnız bir çocuğun hayat çabasına odaklanıyor. Ve tekrar en zayıf noktalarımızı acıtırken sırtımızı sıvazlıyor.
“The Room Next Door/ Yandaki Oda”
Venedik’te alkış yağmuruna tutulan ve Altın Aslan’ı kucaklayan sinema, Pedro Almo- dóvar’ın birinci İngilizce uzun metrajı. Almodóvar, “İnsan Sesi” isimli kısa sinemada birlikte çalıştığı Tilda Swinton tekrar bir ortaya geliyor ve takıma Juliane Moore da katılıyor. Savaş muhabiri Martha ile ünlü romancı Ingrid’in arkadaşlığını merkeze alan sinema, mevt ve dostluğun patikasında yürüyor.
“Super/Man: The Christopher Reeve Story-Super/Man: Christopher Reeve’in Hikâyesi”
Sundance Sinema Festivali’nde prömiyer yaptığından beri bu yılın en merak edilen belgesellerinden biri oldu. Geçirdiği kaza sonucu boynundan aşağısı felç kalan, sinemanın en ünlü harika kahraman oyuncusu Reeve’in kendi sesinden yaşadıklarını anlatıyor. Belgeselde Reeve’in gün yüzüne çıkmamış özel görüntüleri, geniş ferdî arşivi, üç çocuğu ile Susan Sarandon, Glenn Close ve Robin Williams gibi Hollywood’dan dostlarıyla yapılan röportajlar yer alıyor.
“Bird/Kuş”
Andrea Arnold’un Cannes’da prömiyerini yapan sineması, yer yer çok duygusallaşan bir büyüme öyküsüne sahip. Sinema, babası Bug ve erkek kardeşi Hunter ile bir gecekondu mahallesinde yaşayan 12 yaşındaki Bailey’i izliyor. Barry Keoghan’ı perdede baba rolünde izlemek sahiden şaşırtan. Sinemanın hafızalardan silinmeyecek bir finali olduğunu da hatırlatalım.
“Anora”
Bir eskort ile bir Rus oligarkın veliahtı ortasındaki bir nevi Külkedisi öyküsünü anlattığı son sineması Sean Baker’a Cannes’da Altın Palmiye kazandırdı. Sinemanın kahkaha ve gözyaşı ortasında gelip giden ritmi, yurt dışında oldukça övüldü.
“Emilia Peréz”
Fransa’nın Oscar temsilcisi olan üretim, Cannes’da dört başrol oyuncusuna birden En Yeterli Bayan Oyuncu Mükafatı getirmişti. ‘Müzikal bir hata filmi’ olarak nitelendirilen imal, Meksikalı bir mafya lideri ve avukatının arasındaki bağa odaklanıyor.