Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “yenidoğan çetesi”ne ait, “Sağlık müdürlüğümüz, kolluk ünitelerimiz ve yargı mercilerince tam bir eş güdüm içerisinde çalışarak bu çeteyi çökerttik” dedi.
Memişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komitesinde, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ait yapılan görüşmelerde milletvekillerinin soru ve tenkitlerini yanıtladı.
“Yenidoğan çetesi” ile ilgili tenkit ve argümanları çeşitli görsellere de yer vererek yanıtlayan Memişoğlu, “Kamuoyuna ‘yenidoğan çetesi’ olarak aksettirilen, bizim ‘insanlıktan nasibini almamışlar çetesi’ dediğimiz süreçle ilgili öne çıkan tüm palavra ve iftiralara karşılık vereceğim ve tüm samimiyetimle doğruları sizlerin huzurunda aziz milletimle paylaşacağım. Tez edilen konuları, kronolojisine uygun halde tek tek açıklayacağım.” diye konuştu.
“2016’DA YENİDOĞAN KONUSUNDA YÜRÜTÜLEN SORUŞTURMANIN KAPATILDIĞI” İDDİALARI
Bakan Memişoğlu, “2016’da Sağlık Bakanlığı tarafından yenidoğan konusunda yürütülen bir soruşturmanın, İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürü olarak şahsı tarafından kapatıldığı” argümanlarına ait, bahse mevzu soruşturmanın Ocak 2016’da bir mail ihbarı ile başlatıldığını ve Bakanlıkça başdenetçi görevlendirildiğini belirtti.
Başdenetçinin, uzman eksperin raporu doğrultusunda tamamladığı soruşturma belgesini 17 Kasım 2016 tarihinde Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Başkanına sunduğunu anlatan Memişoğlu, “Dosya içeriğinde bulunan eksper raporunda ‘mevcut kayıtlara nazaran yenidoğan periyodunda yapılan tedavilerin bebeklere ziyan verdiğine dair bir bulguya rastlanılmadığı’ tabir ediliyor. Müfettiş raporunda ise ‘bebeklerin tedavilerden ziyan görmedikleri anlaşıldığından rastgele bir sürece gerek olmadığı’ biçiminde bir kanaat belirtiliyor. 28 Kasım 2016 tarihinde de Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığından onay alınarak soruşturma tamamlanıyor.” diye konuştu.
Bu esnada soruşturma belgesinde da yer alan eksper görüşünü ve müfettiş kanaatini gösteren Memişoğlu, tıpkı bahiste, o periyot başdenetçi tarafından; yüksek tedavi faturaları çıkarıldığı tezlerinin SGK tarafından, kimi hekimlerin özel hastanelerde mevzuata ters nöbet tuttuğu argümanlarının da Türk Tabipler Birliği tarafından incelenmesi gerektiğine dair hata duyurusu yapıldığını söz etti.
Memişoğlu, şöyle devam etti:
“Bu soruşturmanın, Ekim 2016’da vilayet sıhhat müdürlüğüne atanmam münasebetiyle kapatıldığını sav etmek, en hafif tabirle vicdansızlıktır. Bakanlık merkez teşkilatı tarafından yürütülen bir soruşturmanın, il müdürlüğü tarafından kapatılabileceğini düşünmek de olsa olsa cahilliktir. Tam tersine; burada gösterdiğim yazı ile 6 Ekim’de misyona başlayan bir Vilayet Sıhhat Müdürü olarak, bebeklerimiz için dertlenen ve 15 Kasım 2016 tarihinde Sıhhat Bakanlığından kontrolle ilgili bilgi, evrak isteyen de şahsen benim.
Bu yazımıza, Bakanlık tarafından 29 Kasım 2016 tarihinde, rastgele bir hata ögesine rastlanmadığı ve Bakanlıkça teftişin tamamlandığı formunda bir cevap verilmiştir. Başdenetçi raporunda bebeklere ziyan verildiğine dair rastgele bir bulgu tespit edilmemişken, birebir rapora dayanarak temelsiz tezlerde bulunmak açık bir iftiradır.”
Bakan Memişoğlu, 15 Kasım 2016’da yapılan kontroller konusunda bilgi verilmesine ait yazdığı yazının görselini de paylaştı.
ÖZEL SIHHAT TESİSLERİNE YÖNELİK 54 BİN 885 KONTROL GERÇEKLEŞTİRİLDİ
“Yenidoğan ağır bakım üniteleri başta olmak üzere özel sıhhat tesislerine yönelik kontrol yapılmadığı” argümanlarına ait de Memişoğlu, bebeklerin yenidoğan evresini en sağlıklı biçimde geçirebilmelerinin, Bakanlığın üzerinde en hassasiyetle durduğu ve sıhhatte dönüşüm programının en başarılı olduğu alanlardan biri olduğunu vurguladı.
Bakan Memişoğlu, sağlık otoritelerinin bebek mevt suratını, ülkelerin gelişmişliğini gösteren en kıymetli parametrelerden biri kabul ettiğine işaret ederek, 2002’de 1000 canlı doğumda 31,5 olan bebek vefat suratının, 2023’te 9,8’e düşürüldüğüne dikkati çekti.
2009’dan bu yana 1 yaşına kadar gerçekleşen tüm bebek vefatlarını ve nedenlerini tespit etmek, gerekli önlemleri almak ve her bir bebek vefatını başka farklı incelemek üzere Vilayet İnceleme Heyetleri oluşturulduğunu anımsatan Memişoğlu, özel sıhhat kuruluşlarının kontrollerinin de uzman takımlarca olağan, inanılmaz ve müddet sonu halinde 3 farklı cinste gerçekleştirildiğini, her yıl en az bir sefer tüm özel sıhhat kuruluşlarının denetlendiğini anlattı.
Memişoğlu, “Denetim takımlarımız, yalnızca 2024’te özel sıhhat tesislerine yönelik yaklaşık 46 bini olağan, 6 bini olağan dışı ve 3 bini müddet sonu olmak üzere toplam 54 bin 885 kontrol gerçekleştirdi. Bu kontroller sonucunda terslik tespitlerine nazaran faaliyet durdurma, idari para cezası ve hata duyurusunda bulunuldu.” dedi.
“TAM BİR EŞ GÜDÜM İÇERİSİNDE ÇALIŞARAK BU ÇETEYİ ÇÖKERTTİK”
Bu kontrol sisteminin titizlikle uygulandığını lakin tüm kontrol ve denetim sistemlerinin hayatın olağan akışı içerisinde öngörülebilecek usulsüzlükler yahut terslikler dikkate alınarak kurgulandığını vurgulayan Memişoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İnsanlıktan nasibini almamışlar çetesi’nde, hayatın olağan akışında akla hayale gelmesi güç, canice bir hadise kelam konusu. Bu aşağılık örgütün hareketlerinde olduğu üzere, delillendirmekte zahmet çekilen durumlarda, olağan kontrol yordamlarının yanı sıra özel prosedürlere de başvurmak gerekiyor. Biz de burada tam olarak bunu yaptık. Sıhhat müdürlüğümüz, kolluk ünitelerimiz ve yargı mercilerince tam bir eş güdüm içerisinde çalışarak bu çeteyi çökerttik. Herhalde bundan rahatsız olanlar oldu ki üzerimize insafsızca bir akın başlattılar.
Burada üzülerek şahit olduğumuz üzere birtakım mahfiller, arsızı, hırsızı, katili bıraktılar; canını dişine takıp bu işi ortaya çıkartmak için efor sarf edenlere iftira atmaktan utanmadılar. Onlar ne derlerse desinler, biz yanlışsız bildiğimizden vazgeçmeyeceğiz, hakikat işler yapmaya devam edeceğiz.”
“1,5 MİLYON SIHHAT ÇALIŞANIMIZIN ZAN ALTINDA BIRAKILMASI BÜYÜK BİR HAKSIZLIK”
“Sağlık Bakanlığının yenidoğan bebek vefatlarına seyirci kaldığı” savlarını da yanıtlayan Memişoğlu, meslek ahlakı ve vicdanından zerre taviz vermeyen bir tabibin ölümlere de seyirci kalamayacağını, bu nedenle “yenidoğan çetesi” operasyonuna “çürük elma ayıklama operasyonu” dediklerini vurguladı.
Bakan Memişoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Nasıl ki başka mesleklerde de meslek kurallarını, ahlaki ve vicdani kıymetleri ihlal eden, hatta suça bulaşan bireyler çıkabiliyorsa, maalesef çok düşük bir oranda da olsa sıhhat çalışanlarımız ortasında da bu çeşit berbat örnekler çıkabiliyor. Buradan hareketle 220 bin meslektaşımızın hatta 1,5 milyon sıhhat çalışanımızın zan altında bırakılması büyük bir haksızlıktır. Bizlere düşen yanlış yapanları, yasa dışı yollara sapanları, hata işleyenleri bulmak ve onlara gerekli cezaları verip sistem dışına çıkartmaktır.”
“ADLİ SORUŞTURMANIN BAŞLATILMASI BİZİM TARAFIMIZDAN SAĞLANDI”
Bakan Memişoğlu, “İddialar karşısında, klasik kontrol tarzlarının kâfi olamayacağı kanaatiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğüyle irtibata geçerek 5 Mayıs 2023 tarihli yazımızla isimli soruşturmanın başlatılması bizim tarafımızdan sağlandı. İstanbul Büyükçekmece Başsavcılığınca zımnilik kararı çerçevesinde yürütülen soruşturma kapsamında, kolluk ünitelerince teknik ve fiziki takip de dahil olmak üzere aktif bir soruşturma yürütüldü.” diye konuştu.
Emniyet makamlarının bu süreçte İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürlüğüyle irtibata geçerek, teknik takibin aktifliğini arttırmak gayesiyle eş vakitli ve harikulâde kontroller yapılmasını istediğine işaret eden Memişoğlu, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede birinci eş vakitli olağan dışı kontrol, 25 Eylül 2023 tarihinde özel hastanelerin yenidoğan ağır bakım servislerine yönelik gerçekleştirildi ve ortaya çıkan bulguları pahalandırmak üzere Yenidoğan Ağır Bakım Kontrol Kıymetlendirme Komitesi kuruldu.
Sonrasında da özel hastanelerin yenidoğan ağır bakım servislerine yönelik eş vakitli olağan dışı kontrol yaptık. 31 Ekim 2023, 16 Kasım 2023, 29 Kasım 2023, 16 Ocak 2024, 26 Ocak 2024, 8 Şubat 2024 ve 9 Şubat 2024 tarihlerinde 7 başka eş vakitli olağan dışı kontrol daha gerçekleştirdik. Bu kontrollere ait tutanakları İstanbul Vilayet Emniyet müdürlüğüne zımnilik içinde gönderdik. İddianamenin yayınlanmasıyla birlikte, kamuoyuna yansıyan tapelerde de görüleceği üzere; yapılan kontrollerin ne kadar tesirli olduğunu, organize cürüm örgütünü nasıl açığa çıkarttığını ve paniklettiğini, o panikle iddianameye de yansıyacak halde nasıl kanıtlar bıraktıklarını, şahsen bu aşağılık örgüt üyelerinin ağzından sizlere göstereyim.”
ÖRGÜT ÜYELERİNİN TELEFON KONUŞMALARINA AİT GÖRSELLERİ PAYLAŞTI
Bakan Memişoğlu, 25 Eylül’de yapılan kontrollere yönelik, örgüt üyelerinin, iddianameye de yansıyan telefon görüşmelerinden kısımları gösterdi.
Söz konusu tape kayıtlarında organize kabahat örgütü üyelerinin kontrollere ait, “Her türlü işi, yolsuzluğu, her türlü usulsüzlüğü açığa çıkarttılar. Çomak soktular kovanımıza.”, “Kafayı yemiş bunlar olağan değil ya, ben hayatımda bu türlü kontrol görmedim.”, “İl sıhhat müdürü kafayı takmış.” şeklindeki yorumlarda bulunduğu görüldü.
Memişoğlu, bu görselleri göstermesinin akabinde, “Bizim talebimizle başlatılan isimli soruşturma, ilgili savcılık makamınca kapalılık içerisinde yürütüldü. Bakanlığımız, bugün burada lisana getirilen tape kayıtları ve dijital gereç datalarına, çete operasyonu yapıldıktan çok daha sonra vakıf oldu.” sözlerini kullandı.
Savcılığın tape kayıtlarını Bakanlık müfettişleriyle 9 Mayıs 2024 tarihinde başka evraklarla birlikte paylaştığını, şüphelilere ilişkin telefon ve bilgisayar imajlarından alınan, whatsapp yazışmaları üzere en can alıcı bulguların yer aldığı dijital malzemelere ise 3 Eylül 2024 tarihinde müfettişlere teslim ettiğini anlatan Memişoğlu, şunları kaydetti:
“Tekrar hatırlayalım, bu organize kabahat örgütüne yönelik operasyon ne vakit yapılmıştı, 26 Nisan 2024. Ve bu operasyon sonucunda 26 Nisan 2024 tarihinde şüpheliler gözaltına alındı ve büyük bir kısmı tutuklandı. Hasebiyle organize cürüm örgütü, fiilen 26 Nisan 2024 tarihinde çökertildi. Zati iddianameye de yansıyan, ihmalli davranışla taammüden adam öldürme cürümlerinin tamamı da 26 Nisan 2024 tarihi öncesinde gerçekleşmişti.
Bunları neden anlatıyorum? Bakın birileri, operasyonun üzerinden 6 ay geçtikten sonra, iddianame kamuoyuna yansıdıktan sonra, bütün dijital malzemeler ortaya çıktıktan sonra, televizyon ekranlarına çıkarak güya biz bu bilgileri başından beri biliyorduk da hiçbir şey yapmamışız üzere, alçakça iftiralarda bulunuyorlar. Arkadaşlar, kapalı soruşturmanın safahatı ve işin tabiatı gereği, bunu da kimseyi suçlamak için söylemiyorum, biz bu tape kayıtlarına ve dijital malzeme incelemelerine neredeyse kamuoyuyla eş vakitli olarak vakıf olduk.”
Tape kayıtları ve dijital gereç bulgularına kadar soruşturmanın “nitelikli dolandırıcılık” soruşturması olduğuna, “ölüme sebebiyet verme” kabahatinin bu kayıtlarla birlikte gündeme geldiğine dikkati çeken Memişoğlu, kayıtlara ulaşma tarihleri dikkate alındığında, haberdar olmadıkları bir mevzuyu engellemelerinin de mümkün olamayacağını vurguladı.
BEBEK VEFATLARIYLA İLGİLİ İLLİYET BAĞI BİRİNCİ KERE 16 EYLÜL’DE KURULDU
“Bebek vefatlarına karşın ilgili özel hastanelere süreç yapılmadığı” tezlerinin da bulunduğunu aktaran Memişoğlu, “Daha evvel defaatle söz ettiğimiz üzere, soruşturmanın başladığı 5 Mayıs 2023 ile operasyonun gerçekleştirildiği 26 Nisan 2024 tarihleri ortasında zımnilik kararı çerçevesinde yargı mercilerince Bakanlığımıza soruşturma içeriğiyle ilgili rastgele bir evrak paylaşımı yapılmadı.” tabirlerini kullandı.
Memişoğlu, şu sözleri kullandı:
“Bebek vefatlarıyla örgütün hareketleri ortasında illiyet bağı olup olmadığının araştırılması, bizden birinci sefer 28 Haziran 2024 tarihinde talep ediliyor. Bu bildirim sonrası ölümlerle çetenin hareketleri ortasında illiyet bağı araştırılmaya başlandı. Müfettişlerimiz fevkalâde bir çaba ile binlerce sayfadan oluşan evrak ve gereçleri inceledi. Alanında uzman üç hocamızdan oluşturulan eksper heyetince gerekli tıbbi inceleme yapıldı. Uzman tarafından hazırlanan 16 Eylül 2024 tarihli raporda; bebek vefatlarında şüphelilerin sorumlu olduğu kanaati belirtildi.
Böylece yolsuzluk, usulsüzlük, nitelikli dolandırıcılık başlıkları ile devam eden soruşturmada, organize kabahat örgütünün aksiyonları ile bebek vefatları ortasındaki illiyet bağı birinci kez resmen kurulmuş oldu. Tarihi bir defa daha dikkatlerinize sunuyorum; 16 Eylül 2024. Bebek vefatlarıyla ilgili delillendirmenin yapıldığı tarih, bu tarihtir. Kelam konusu tıbbi mütalaa, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.”
“AYNI GÜN BU HASTANELER KAPATILDI”
28 Eylül 2024 tarihinde müfettiş incelemesinin tamamlanarak Teftiş Kurulu Başkanlığına teslim edildiğini belirten Memişoğlu, “Teftiş Kurulu raportörlerince 5 bin sayfalık soruşturma raporu ve ekleri incelendi; raporun uygulanmasına dair onay 18 Ekim 2024 tarihinde alındı. İlgili raporda usulsüzlük tespit edilen özel hastanelerin kapatılması önerildi ve tıpkı gün de bu hastaneler kapatıldı.” bilgisini paylaştı.
Bakan Memişoğlu, “Şunu herkes bilsin ki ömrüm boyunca her türlü haksızlığın, hukuksuzluğun ve yasadışılığın karşında durmuş bir doktor olarak, milletimizin vicdanını yaralayan bu çeşit kabahatlerin işlenmesinin önlenmesi için gereken tüm önlemleri aldım, almaya da devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.
AİLE HEKİMLİĞİ YÖNETMELİĞİ
Yeni aile hekimliği yönetmeliğine ait açıklamalarda bulunan Memişoğlu, Bakanlık olarak tedavi edici sıhhat hizmeti sunulduğunu lakin önceliğin hami sıhhat hizmeti olması gerektiğine inandıklarını vurguladı.
“Biz hastalık bakanlığı değil Sağlık Bakanlığıyız. Bizim sorunumuz sıhhati yönetmektir.” diyen Memişoğlu, vatandaşların sıhhate eriştiği birinci kapının aile tabibi olmasını istediklerini söyledi.
Memişoğlu, bu nedenle sıhhat hizmetleri sistemi içerisinde aile hekimliğinin daha fonksiyonel hale getirilmesinin koşul olduğunu, yeni yönetmelikle bunu hedeflediklerini lisana getirdi.
Yönetmeliğin, sonuçları prestijiyle eş vakitli olarak vatandaşları da sıhhat çalışanlarını da mutlu edeceğini belirten Memişoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’deki durumu olduğu üzere aktarayım. 1000 şahsa düşen günlük antibiyotik kullanım ölçüsü, OECD ortalamasından 2,5 kat daha yüksektir. Gereksiz antibiyotik ve ilaç kullanımı, global bir sıhhat sorunu haline gelmiştir. Sağlık Bakanlığı olarak biz de bu duruma müdahale ettik.
Yeni yönetmelik, aile tabiplerinin teşhis ve tedavisine asla müdahale etmiyor, ilaç yazma özgürlüğünü de ortadan kaldırmıyor. Burada asıl hedef, akılcı ilaç uygulamalarının teşvik edilmesidir. Aile doktorlarımız ilaçlarını istedikleri üzere yazabilir. Bu noktada yeni yönetmelikte yer alan düzenlemelerle aile doktorlarımızın akılcı ilaç kullanımı teşvik edilmektedir. Bunu yaparken mutlaka bir gelir kaybı ya da mali cezalandırma planlanmadı. Mevcut nüfusu ve ilaç kullanım durumuna nazaran, bir evvelki periyoda nazaran tıpkı oranı koruyan ya da daha düşük ilaç kullanımını sağlayan aile doktorlarımıza, ek bir teşvik ödemesi taahhüt ediyoruz.”
“Vatandaş aile doktoruna başvurmadan hastaneye giderse, aile doktorunun maaşının kesileceği” tarafındaki tezler üzerine de Memişoğlu, vatandaşların hastaneye gitmelerinin engellenmediği üzere bu nedenle aile doktorlarının maaşında da kesintiye gidilmediğini söyledi.
Memişoğlu, “İlave bir teşvik getirdik. Aile doktorumuza kayıtlı nüfusun, bir evvelki periyoda nazaran hastaneye müracaat oranı düşerse yahut tıpkı kalsa dahi, aile doktorumuza ek bir teşvik ödemesi yapıyoruz.” diye konuştu.
Burada, aile tabibi ile kayıtlı nüfus ortasındaki bağın güçlendirilmesinin amaçlandığını söz eden Memişoğlu, “Yeni yönetmelikle, vatandaşlarımızın seçtikleri aile doktorlarına yılda en az iki defa başvurmalarını istememizin temel nedeni de budur. Bu sayede sıhhat sistemi üzerindeki yükün yanlışsız biçimde dağıtılması hedeflenmektedir.” dedi.
Bakan Memişoğlu, aile hekimlerinin teşvik ödemelerine ait de “Aile doktorlarımızın aldıkları teşvik ödemelerine ilaveten yeni teşvik ödemeleri almalarına imkan sağlıyoruz. Gerçekten 14 bin 800 lira olan toplam teşvik ölçüsünü 44 bin 648 liraya çıkardık.” açıklamasında bulundu.
Aile tabiplerinin alacağı maaşlarının ne kadar olacağına yönelik bir soruyu da Memişoğlu, “Hekimlerin maaşlarını toplumsal olarak tartışma taraftarı değilim ancak 30 bin lira asgarî artış olduğunu, çalışanın çok daha fazla kazanacağını tabir ediyorum. Bunu da 15 Aralık’ta maaşlarında göreceğini bilhassa söylüyorum.” biçiminde yanıtladı.
“ŞEHİR HASTANELERİMİZİ BAKANLIK OLARAK BÜSBÜTÜN BİZ YÖNETİYORUZ”
Şehir hastanelerine ait değerlendirmelerde bulunan Memişoğlu, bu hastanelerin kamunun olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bunlar müteahhit hastaneleri değil, yalnızca kimi takviyeleri onlar veriyor. Çok net söylüyorum, toplam ödeyeceğimiz kullanım bedeli ölçüsü 27,2 milyar avrodur. O denli abartılı bir fiyat şu anda yok. Bütçemiz yüzde 39 artarken, kent hastanelerinin bütçedeki ölçüsü azalmaya başladı.”
Yurt dışına doktor göçü yaşandığına dair savlar konusunda Memişoğlu, “2024 yılında Bakanlığımızdan 1067 doktorumuz düzgün hal evrakı almış. 2024 yılında yurt dışına giden doktor sayımız 206’dır. Buna karşılık 262 tabibimiz geri dönmüş, yani 206 kişi gitmiş, 262 kişi gelmiş bizim sistemimize dahil olmuş.” dedi.
Memişoğlu, yabancı tabiplere takım açıldığı tezlerine yönelik de “2024’te 17 bin 149 kontenjan açmışız Türk mezun doktorlarımıza, 867 yabancı asıllı tabibe açmışız ve onların da birden fazla Türk orjinli yabancı. Yani yalnızca 15 bin 344 kişi Türk vatandaşı olarak uzmanlığa girmiş, yalnızca 258 yabancı asıllı ihtisasa girmiş. Yani o sayının yalnızca yüzde 2’si.” bilgisini verdi.
Sağlık Bakanı Memişoğlu’nun milletvekillerinin sorularını yanıtlamasının akabinde komitede, Sıhhat Bakanlığının yanı sıra Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sıhhat Enstitüleri Başkanlığı, Memleketler arası Sıhhat Hizmetleri Anonim Şirketinin de bütçeleri kabul edildi.